Yeni Mezun Musun ? HOŞGELDİN!

    Günümüz ağırlaşan koşulları yeni mezunları ve iş arayışında olanları da vurdu.Sıradan insanlar iş dünyasında ne etki yaratabilmektedir ne de istedikleri iş koşullarına sahip olabilmektedirler.Okul okumak lisans ya da ön lisans bitirmek kolaylaştıkça iş imkanları kısıtlandı ve aynı zamanda yetersiz kalmaya başlamıştır.Bu durum  insanlar üzerinde önemli etkilere neden olmakta ve özgüvene zarar vermektedir.Para ile sağlanan eğitimler  ve bitiminde torpil ile bulunan işler az emekle çok lokma kavramını destekler niteliğe en kısa yoldan erişmektedir.

   Bu kadar iş arayışında olan insan varken şirketler  istedikleri işçiye kolaylıkla erişebilmekte ve hatta deneme süreci ile belirli süre çalıştırmakta sonra da gözünün yaşına bakmadan 4 yılını ve öncesinde 10 yılı aşkın bir süre ile temel oluşturan bireyi çöpe taşımaktadırlar. İstediklerinde ise geri dönüşüm kutusundan  istedikleri gibi çekmektedirler.İş verenler bunları yaparken çalışanlar ise zor durumlarından dolayı bazı durumlara bile boyun eğmekte, üstüne vazife olamayan işleri hiç ses çıkarmadan üstlenmektedirler.

   Tüm bunlar olurken sonunda işe alınan bireyler sosyal hayatına aldıkları parayla vakit ayıramamakta,bir yuva kurmayı sadece hayal etmekte , "ev, araba alırsam iyi başka bir şey istemiyorum." diyerek kendilerini avutmaktadırlar.

   Durum böyle olunca işverenler artık seçimlerini en donanımlı yeni mezunlardan yana kullanmakta ve bazı objelerle seçimi daraltarak istedikleri bireye en kısa yoldan ulaşabilmektedirler. Tabi ki de donanım sahibi olmayanlar aç kalmayacaktır. Ama onlar donanımlı kişilerin her zaman altında çalışacaklardır. Eğer  FARKINDALIK oluşturup çalışma  gayretini ilke edinirlerse istedikleri konuma tırmana tırmana çıkacaklarından emin olabilirsiniz.

"Organizasyon Yapabilen.."

   Ekibinizi organize etmeniz, başarıya ramak kala olarak adlandırdığım bir eylemdir.Çünkü, organizasyon olmaması büyük karışıklıklara yol açtığı gibi,yapılan işin  görülmemesine de neden olabilir.Bu durumda ne kadar çalıştığınızın, neler yaptığınızın, fedakarlıklarınızın hiç bir önemi kalmaz.Hüsranla sonuçlanır ve büyük zararlar verebilir.

   Organizasyon için bir ekibe( büyüklüğü hiç önemli değil) ve iyi organize eden bir lidere ihtiyacınız vardır.
   İş paylaşımını iyi yapan bir lider,aynı zamanda iş takibini de iyi yapmalıdır.İlerleyen zamanlarda eğer tasarladığı ve uygulattığı bir sistemde problemler varsa, zararı en aza indirecek hatta yok edebilecek hamleler yaparak iyileştirmelidir.
   Ufak bir ticarethaneye sahip olabilirsiniz. Yanınızda bir veya daha fazla çalışanlarınız olabilir. Onları organize etmek sizin göreviniz de olabilir. Bu gibi durumlarda işinizi iyi organize ederek ,iş paylaşımını güzel yapmanız gerekir.Her uygulama sırasını  belirleyerek çalışanları hedefe yöneltmelisiniz. Her çalışanınızın performans gücünü sınıflandırmalı ve onları uygun işlere organize etmelisiniz. Aksi durumlar sizi zarara uğratabilir. İyi organize olmayan iş yeriniz kısa bir süre sonra sıfırın altına düşebilir.
   Şimdi uygulama alanımızı daha fazla büyütelim. Büyük bir şirkette organizasyon şefisiniz. Yaptığınız hataların ve iş paylaşımlarının önemi şimdi katlarca artmıştır. En ufak hamleniz daha büyük kayıplara neden olur.Bu zararın altından kalkamayabilirsiniz.

   İş aramakta olan mühendisler iyi bilirler. Hemen hemen her şirket , bir mühendisi işe alırken bazı özelliklerinin olmasını ister.Bunlardan bir tanesi de organizasyon yapmaktır. 'Organizasyon yapabilen' diye başlar cümle. Aslında organizasyon yapmasanız da olur. Ama yapılan organizasyona uymanız kesinlikle gerekmektedir. Onlar da hem yapmanızı, hem de yapılana uymanızı isterler zaten.
   Günümüzde sorumluluk alan bireylerin sayısı oldukça azdır. Aslında yapabilecekleri işleri; 'Yapamazsam eğer?' ve sonrasında ' Neyse ya boşver! Başka iş bakayım.' diye istemezler. Atalet hali de bu durumda önemli bir etkendir. Hemde korkuya dönüşmüş hali! Oysaki her sorumluluk, bir organizasyon parçasıdır. Bu parçalar birleştikçe sağlam ekipler oluşur. Sonra"BAŞARI ÇIĞLIK'ları!!"

Yönetici Dediğin...

    Yönetimde söz sahibi olan bireyler yaptıklarıyla hatırlanmaktadır.Bunu herhangi bir şirket ya da devlet yönetiminde sıkça görmekteyiz.Yönetimi sağlayan kişinin diğer bireylerden farklı  özelliklere sahip olması gerekmektedir.Bu özellikler yönetimi kolaylaştırdığı gibi, yönettiği insanlar tarafından kendisine duyulan saygının artmasına zemin hazırlamaktadır.

Yönetici:

• Eşiklik Sağlayan
• Hitap Yeteneği Güçlü
• Zeki
• Ortamın Havası Değiştirebilen
• Yaptırım Gücü Yüksek
• Yönetiminin Arkasında Duran 

g gibi bazı belirleyici özellikleri olan kişidir.

    

        EŞİTLİK SAĞLAYAN

      Her birey eşitlikten yana olan bir lider ,bir yönetici ile çalışmak istemektedir.Yönetim bazen büyük kitlelere hitap ederken bazen ise küçük kitlelere hitap edebilir.

    Bu durum da en önemli nokta büyük yada küçük yönetim değil eşit bir yönetimdir.

    Her çalışandan aynı performansı beklemek yanlış bir varsayımdır.Onların günlük iş gücü bile değişkendir.Fakat insanlar yaratılış olarak birbirlerinden farklı yapılara ve yetiştikleri ortamlara göre de farklı düşüncelere sahiptirler. Bu gibi durumlar yöneticinin bireylere yaklaşımında ki eşitliği bozmamalıdır.

    

HİTAP YETENEĞİ GÜÇLÜ

    İnsanlar karşısındaki kişiyle konuşurken Hitap etme şekilleri sayesinde etkili olabilir.Kendilerine olan bakış açılarını değiştirebilirler.Mesafesini koruyabilir ve saygınlığını sürdürebilirler.

    Yönetici de olmaz ise  olmazlardan bir tanesi hitap şeklidir. Bir çalışanıyla ya da daha üst mevkide ki biriyle konuşurken nasıl hitap etmesi gerektiğinin bilinmesi gerekir.Sesinizin tonu bile bu konuda fazlasıyla önem taşımaktadır..Yaptırım gücünüz hitap şeklinize göre şekillenmektedir.

ZEKİ

    Zeki yöneticiler her zaman yönetimde iz bırakmışlardır. Çalışanlar ,onları yöneten kişinin zeki olmasını isterler.Çünkü onlar, sorularının cevaplarını verebilen lideri aralarında görmek isterler. Zeki bir lider tüm  soruların cevabı ,tüm dertlerinin dermanı olabilir.Bir insanın her şeyi bilmesi neredeyse imkansızdır.Fakat yerinde analizler ve çözümlemeler bu durumun üstesinden gelmektedir.

  

ORTAMIN HAVASINI DEĞİŞTİREBİLEN

    Her insan mutlu olduğu işte ve iş çevresinde çalışmak aynı zamanda refah olan bir yerde yaşamak ister.Bunu sağlarken kendi sorumluluklarını da yerine  getirmesini bilmesi ve ortama ayak uydurarak olumsuz etki yaratacak davranışlardan kaçınması gerekmektedir.

    Aksine ortamını güzelleştirmeye kendinden değilde başkalarından başlamaya çalışırsa eğer , ortama katkısından çok zararı olacaktır.

    Tabi en önemli görevlerden bir tanesi de yönetimde söz sahibi olanlara (yönetici) düşmektedir. Çünkü herkesten çok söz sahibi onlardır ve onlar istediklerinde havayı değiştirebilmeyi bilmeli tüm olumsuzluklara rağmen ortamı güzelleştirmeyi bilmelidir. YÖNETİCİ durum her ne olursa olsun, ortamı yeşertme yeteneği var ise  sahip olduğu değerlerde artacaktır

YAPTIRIM GÜCÜ YÜKSEK

   İşlerin yürümesi için her çalışanın bir performans sergilemesi gerekmektedir. Ama bazen çalışanlar istenilen işi istenildiği gibi yapmak yerine ertelemeyi tercih ederler..Fakat bu durumun olmaması hem çalışanın sorumluluğunu bilmesi ve bu sorumluluğu yerine getirmesi ile alakalı olduğu gibi aynı zamanda yöneticinin de çalışanların üstündeki yaptırım gücü ile de alakalıdır.

  

  

YÖNETİMİNİN ARKASINDA DURAN 

  Yönetimde her zaman doğru kararlar alınmayabilir .Bu durum hemen hemen her yöneticinin başına gelebilir.Önemli olan verdiği ve uygulattığı kararın arkasında durmaktır.Yanlışını da doğrusunu da kabullenebilmek.sonunda oluşacak başarıyı yada başarısızlığı da kabul etmek gerekir.Bunu yapabilen yöneticiler yaptıklarının farkında olup,sonrasında oluşabilecek olumsuzluklara karşı tedbirini de alabilir ve aynı durumlara karşı tecrübe kazanmaktadırlar.

e

Hitap Etme Sanatı

  Gündelik hayatta sürekli iletişim kurarak işlerimizi halleder ve yaşamımızı devam ettiririz.İletişim karşılıklı(yüz yüze) olabildiği gibi telefon,mektup,mesaj ve günümüz teknolojileriyle de olabilmektedir.

   İletişim kurarken ne kullandığınızın tabi ki önemi vardır.Fakat daha da önemlisi nasıl hitap ettiğinizdir. 

   Bazen davranışlarınız ve hitap etme şekliniz insanları ele alabilirken bazen ise size karşı olumsuz düşüncelerin oluşmasına neden olabilmektedir.
   Bir topluluk karşısında söz sahibi olabilir,ufak yada büyük bir şirketi yönetebilir,arkadaşınızla bir konuyu tartışabilir ,annenizden dışarıya çıkmak için izin isteyebilir ve ekip arkadaşınızdan yardım isteyebilirsiniz.Hepsinde etkin bir şekilde kullanmak zorunda olduğunuz iletişim unsurlarını iyice kavramış olmanız gerekmektedir.
   Hitap etme şeklinin yukarıdaki durumlarda çokça etkili olduğunun farkına varmalısınız.Eğer yardım istediğiniz ekip arkadaşınıza"Eğer müsaitseniz,bana biraz yardım eder misiniz?" der ve ses tonunuzu ise ortama yatkın ne kısık nede çok yüksek ,orta olarak ayarlarsanız  emin olun istediğiniz yardım yakındadır. Topluluğa seslenirken yada herhangi bir kişiyle konuşurken "sen" yerine "siz" kelimesini kullanır ve konuya uygun ses tonuyla hitap ederseniz yine işiniz kolaylaşacak yaptırım gücünüzde emin olun artacaktır.
   Ufak gibi görünse de insanlar üzerinde büyük etkisi olan bir sanat olarak adlandırdığım hitap etme şekli yeri geldiğinde saygınlığınızı belirlemede etkin rol oynarken ,bir diğer tarafta ise insanlarla aranızdaki mesafeyi ayarlamaktadır.
   Nasıl giderseniz,öyle gelirler!
  İnsanlarla olan mesafenizi ayarlayacak ve bu mesafeyi koruyacak yine  sizlersiniz.Onlara nasıl giderseniz,onlarda size öyle geleceklerdir.Hatta bazen durumu abartabilir,sizin gittiğinizden daha da kötü gelebilirler.Bunun kontrolünü elinizde tutmalı ve yönlendirmesini de sizler yapmalısınız.Karşılıklı konuşmalarınızda samimi bir tavır sergileyebilir, aynı zamanda mesafeli olabilirsiniz.Sakın "Böyle yaparsam yanlış anlaşılır." gibi düşüncelere kapılmayın.Bu tavrınız belkide başınıza gelebilecek bir takım şeylerin önlemi bile olabilir.
   Farz edelim ki biri iş yerinde çalışıyorsunuz ve işinizi iyi hatta mükemmel yapıyorsunuz.Bu durum üstleriniz tarafından fark edildi ve bir ekibin şefliği konumuna getirildiniz.Yani eskisi gibi sadece kendinizden değil belki bir,iki veya bunlardan da çok kişiden sorumlusunuz.Onlarla olan ilişkileriniz ,onların size karşı tavrı ve mesafesi eskisiyle aynı olmamak zorunda.Bunu sağlayacak olan onlar değildir.Unutmayın yine SİZSİNİZ!
   Onlara, durumun farkına varacakları hitap şekilleri ile  yaklaşırsanız her şey farklı olmaya başlayacaktır.Daha sonrasında bunu devam ettirerek eski samimiyetinizi sınırlayabilir,mesafenizi koyabilirsiniz.Saygınlığınızı bu şekilde arttırabilir ve bunu yaparken onları kırmamış olabilirsiniz.

   Bu durum yaptırım gücünüzde de etkili olacaktır.Performansı bazen hitap etme şekliniz arttırabilir.Bir işi yaptırmak istediğinizde karşınızdaki kişiye karşı kırıcı,rencide edici ve yapmak zorunda olduğunu hissettirecek bir ses tonuyla değil orta seviyeli ,sakin,onu rahatlıkla kontrol eden bir ses tonuyla yaklaşın.Kullandığınız kelimelerin farkında olun ve konuşmalarınızda emir yerine rica ifadelerini seçin.Sonrasında arkanıza yaslanın ve işiniz yürüsün!Çünkü Hitap Şekliniz sizin yerinize çalışıyordur!

 

Ne ATALET-miş be!

 Atalet:

     Tembellik,isteksizlik,depresyon gibi durumların bütünleşmesiyle ortaya çıkan ve bireylerin üstünden atması zor bir durumdur.

   Üniversite sınavından yüksek puan almayı hedefleyen ve  çalışmak için hiç bir gayrette bulunmayan bir kişi ile iş yerinde hiyerarşinin üst sıralarında adından söz ettirmek isteyen ve bu amaca yönelik hiç bir adım atmayan bireyler atalet esiri kişilerdir.

   Onlar hedeflerini ve hedeflerine nasıl ulaşacaklarını bilebilir,hatta çevresindekilere bunlardan rahatlıkla bahsedebilirler.Fakat uygulamaya dökemezler.Bu durumdan da gözlenebilir ki atalet onların hayatına dokunuyor ve onlara sürekli zarar veriyordur.

     İnsan hayatında çoğu zaman pişmanlıklar ve geç kalmışlıklar yaşamaktadır.Sonrasında sıkça "KEŞKE" kelimesi hüküm sürer.Keşkelere yer vermemek için eylemsizlik halini bırakması ve hedefine doğru önce emeklemesi, sonra yürümesi ve daha da ileride koşması gerekir.

• DURMAYIN!
• Hedef  Koyun!
• Hedefe Ulaşmak İçin Yapılacakları Belirleyin!
• Hedefe Doğru İlerleyin!
• DURMAYIN!

     Ataleti üstünüzden atmak için kendinize önce küçük hedefler koyabilir ve bunları gerçekleştirmek için vakit kaybetmeden başlayabilirsiniz.Büyük hedefler koyarsanız tabiki de başarabilirsiniz,ama gözünüzde büyüyebilir.Bu durumda sizi yapmamaya,vazgeçmeye sürükleyebilir.Gündelik hayatta bunlarla sürekli karşılaşabilirsiniz.


Siz de farkettiniz mi?Atalet yok ise BAŞARI var.

 

Takip Etmediğiniz İş Sizin Değildir!

   İşiniz; takip edilmesi gereken en büyük değerdir. Çünkü mevcut durumuzu sürdürmeniz ya da bu durumu iyileştirerek ileri taşımanızın en büyük yardımcısıdır.Ve bu yüzden takibini yapmadığınız,arkasında durmadığınız iş sizin değildir.

 

   Her aşaması önemli olan ve yerinde analizler yapılarak başarıya ulaştıracak bir takip, her alanda büyük önem taşımaktadır.Bu sayede öncesinde yapılan hatalar ve yanlış stratejiler öngörülür.Bir sonraki aşamalarda tekrarlanmaması için önlemler alınabilir.   

İyi bir iş takibi ;

1. Organizasyon
2. Disiplin
3. Yerinde Analiz

gibi unsurlarla bütünleşince ancak başarıyı mümkün kılmaktadır.

   Birden fazla projeye sahip olabilir ve bunları yönetmek zorunda kalabilirsiniz.Yönetimini sürdürmeniz için ise bunların takibini yapmanız gerekmektedir.Ancak takibini yapmazsanız emin olun bir süre sonra işleri yönetmekte zorluk çekecek ve ipin ucunu elinizden kaçıracaksınız.Sonrasında ise ben nerede  hata yaptım diyerek kendinizi sorgulayacaksınız.Bu gibi durumların olmasını istemiyorsanız eğer işinizin takipçisi olun !

  "Hepsine yetişemiyorum." diyebilirsiniz. Ama bu bir çözüm değil.Çözümümüz ise organize olmak.!

Özellikle kurumsal firmalarda karşımıza çıkan mavi yaka ve beyaz yaka birlikteliği bunun en güzel örneklerinden bir tanesidir.

   Mavi yaka ;bedensel gücüyle çalışan sınıfta yer alan personellerdir.

   Beyaz yaka ise bedensel değil de daha çok zihinsel gücüyle çalışan personellerdir.

   Bu iki personel sınıfının organize bir şekilde iş yürütmesi mükemmel bir örneklemedir.Kontrol ve takip edilmeyi kolaylaştırmaktadır.

   Organizasyonumuzu belirli hiyerarşi ile personel kademelendirmesi yapabiliriz.Böylece her departmandan sorumlu olan kişilerle iletişim kurarak işimizi daha kolay ve sonuç odaklı takip etmiş olabiliriz.

 

Bilgi Aktarımı ve Mesleki Dayanışma

   Bilgi aktarımı  her alanda önemli yere sahip bir değerdir.Bu aktarım genel olduğu gibi mesleki bilgi aktarımını da kapsamaktadır.

    Mesleki bilgi aktarımının  her meslek alanında dikkate alınarak  en hassas şekilde uygulanması sağlanmalıdır.Yeni mezun olan meslek insanlarının bu aktarımlar sonucu kendini ileriye taşıması kaçınılmazdır.Tabi ki bu aktarım yapılırken kalıcılığın sağlanması ve verimli olması için dikkat edilmesi gereken bazı unsurlar şunlardır;

• Doğru Bilgi Aktarımı
• Yerinde Aktarım
• Uygulamalı Bilgi Aktarımı

1-Doğru Bilgi Aktarımı

    Bu alışveriş gerçekleştirilirken aktarılan bilginin doğruluğundan emin olunması gerekmektedir.Yanlış olabileceği düşünülen ve kulaktan duyma bazı bilgileri aktarmak alıcıya zarar verebilmektedir.Şüphe duyulan aktarımlar verimli geçmediği gibi ,sonrasında da kafa karıştırabilmektedir.Aktaranın bu gibi durumlarda hassas davranarak doğruluğunu araştırıp emin olana kadar bu aktarımı gerçekleştirmemesi gerekir.Yanlış olan veya doğruluğundan emin olunmayan bilgi alıcı tarafından başka alıcılara aktarılabilir.

Doğru bilgi, inancı güçlendirmektedir.Bu sayede iki taraflı güven sağlanmış olacaktır.

2-Yerinde Aktarım

  

   Dikkat edilmesi gereken diğer unsur ise aktarım gerçekleştirilirken ortamın ,aktarılan bilgi ile bağdaşmasıdır .Yerinde yapılan bilgi aktarımları daha kalıcı olabilmektedir. Bu durum bilginin doğruluğunu da ispatlama yöntemlerinden biridir.

  Aktarım gerçekleştirilirken aynı zamanda uygulamaya da yönlendirilebilir.Bilgiye olan şüpheyi ortadan kaldırmakta etkili olan bu unsur aynı zamanda akılda kalıcılığı da arttırabilmektedir.

3-Uygulamalı Bilgi Aktarımı

    Uygulama her alanda başarıyı yakalamada etkili bir unsur olmuştur.İnsanlarda kesin bir bilgiye ulaşmayı sağlar.Uygulama esnasında aktarılan bilgi sağlam temeli atılmış bir yapı inşa etmeye benzemektedir.Uygulamayı alıcının gerçekleştirmesi daha etkili bir bilgi alışverişinin  sağlar.

   Doğru bilginin,yerinde aktarımlar yapılarak uygulamaya dökülmesi verimli bir alışverişin gerçekleşmesinin mimarıdır.

   

BAŞARANLAR DURANLAR DEĞİL,DURDURULAMAYANLAR!

      Her zaman güzel olmayan bir eylem DURMAK.Bir şeylere başlamamak,bir şeyleri başaramamak,bir şeyleri kazanamamak bana göre hepsiyle eşdeğer.Hiç kimse durarak altın madalya almamıştır!

   
      Geçtiğimiz yıllarda  mezun olmamda gerekli görülen tez uygulamasını yerine getirmek için bir tez arkadaşı  bulmuştum.Fazla sürmeden tez konusunu belirleyerek uygulamaya koyulduk.Konumuz bluetooth bileklik erişimli ilaç kutusu idi.
      Genellikle yaşlıları ,yoğun çalışanları ve unutkanlık problemi yaşayanları düşünerek böyle bir işe girişmiştik.Çok geçmeden projeyi gerekli yardımlar  alarak ilerlettik.Artık kutumuz ilaç saati geldiğinde içilmesi gereken ilacı düşürüyor ve bilekliğe titreşim yollayarak ilaç saatinin geldiğini haber veriyordu.
      Hedefimize biraz maliyetli olsa da ulaşmış ve tez geçerliliğini alarak lisans eğitimimizi tamamlamıştık.Biz bu işi halk arasında da söylendiği gibi köprüyü geçene kadar yaptık ve bitti.

     Fakat olması gereken o değildi.Üstünde yoğunlaşmak ve projeyi ilerleterek maliyeti düşürmek,kaliteyi arttırmak en önemli hedef olmalıydı.DURMAK en kolay olanıydı ve biz durmuştuk.

    Yıllar sonra bazı projelere göz atarken aklıma gelen tez ödevimi arattım ve karşıma çıkması zor olmadı.Birileri DURMAMIŞ ve maliyeti düşük,her bütçeye hitap edebilecek ve kullanışlı bir ürün ortaya koymayı başarmışlar.
 

   Biz durmayı  tercih edersek,hiç bir gayret göstermeden bir şeylere ulaşmaya çalışırsak eğer, başkaları sizin yerinize emin olun yapacaklar!!!

BAŞARI NEREDE?

    BAŞARI NEREDE?

   

 İstemeden öğrendiğimiz ve bazen öğrendiğimizin bile farkına varmadığımız bir çok nokta yok mu sizce de?

     Aslında bu kazanımlar bebeklikten,mezara kadar devam edebilmektedir.İlkokul çağlarında olan bir çocuğun okuldan evine dönerken her gün ekmek alma zorunluluğu ona, ailesine karşı olan sorumluluğunun farkına varmasında etkili olurken,o aileye bakan ebeveyninde ufaklığa bu sorumluluğu yerine getirecek maddiyatı sağlaması  gerekir.Bir tarafta hayat bize sorumluluk almayı öğretirken,diğer tarafta ise bazı durumların farkına varmamızı ve bu durumların bilincinde olmamızı öğretmektedir.

     Bir üniversite öğrencisinin yaptığı bir laboratuvar deneyinde ufak bir hata yüzünden olumlu sonuç alamayıp tekrar tekrar başa dönmesi ona, zorluklarla mücadele etmeyi ve engellere karşı hemen pes etmemeyi aşılamaktadır.Çünkü   uğraşın sonunda  başarılı olursa iyi not alacağının bilincindedir.Ama belki de farkında olmadan kendisinin farkına da varmıştır.Aslında o, pes etmeyi sevmeyen ve engel tanımayan bir kişiliğe sahiptir.Evet hayat size yine bir şey katmıştır.Engelleri aşmayı sevmeyen kişi ise çoktan deneyi yarıda bırakıp gitmiştir bile!

    Yapılan her doğru yada yanlış eylemin sonunda yerinde analizler yapılarak kendinize dersler  çıkarmak ve bu dersleri işlemek inanın kendinizi geliştirmektir.Yanlış olanın doğrusunu öğrenirken kim bilir ne kadar çok diyalog kurup,kitap okuyacaksınız,belkide birçok deney yapacaksınız ama öğreneceksiniz.

    En sağlam BAŞARI temellerinin hayatın içinde atıldığını UNUTMAYIN!!
    

Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi Nedir ?

Alıntı: http://plmveotesi.com/

PLM (Product Lifecycle Management)- Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi, bir ürünün hammadde olarak elde edilmesinden, servis edilebilir hale gelene kadarki tüm süreçlerin yönetimini ve kontrolünü sağlayan bir çözümdür. PLM’de temel amaç, ürünün tasarım ve piyasaya sunulma süresinin azaltılması, satış sonrası maliyetlerin minimuma indirilmesidir.

PLM ile şirketin sahip olduğu tüm veriler tek merkezde toplanır ve en güncel verilere bu sistem üzerinden ulaşılır. Birden fazla konumda ofisi bulunan bir firma PLM sayesinde en güncel ve en doğru veriye erişebilmektedir. Örneğin, Apple firmasına ait ürünler California’da tasarlanıp Çin’de üretilebilmektedir.

Doküman, MCAD ve ECAD verilerinin yönetimi PLM ile çok daha kolaydır. PLM’de doküman ve CAD yönetiminin avantajları şu şekilde sıralanabilir;

• Tüm verilerin tek bir merkezden yönetilmesi
• Eş zamanlı tasarım imkanı
• Standart şablonlarla ve süreçlerle verilerin oluşturulması
• Standartlaştırılmış onay süreçlerinden geçirilerek yayınlanması
• Doküman ve tasarım verilerinin birbirleriyle ilişkilendirilmesi
• Sistemde aratıldığında her zaman en güncel versiyonun görünmesi
• Arama yapıldığında istenen bilgiye kolayca ulaşılması
• CAD veya MS Office programlarına ihtiyaç olmadan verilerin görüntülenebilmesi

Yapılan tüm değişiklikler versiyonlar şeklinde sistemde kayıt altına alınır. Böylece parçanın veya tasarımın yaşam döngüsü boyunca hangi aşamalardan geçtiği de sisteme işlenmektedir. Versiyon, revizyon ve iterasyondan oluşmaktadır. PLM sisteminde versiyon sistemi harf.sayı şeklinde olabileceği gibi sayı.sayı şeklinde de olabilir. Parçanın her sisteme değişiklik yapılıp gönderilmesiyle iterasyon bir artar(A.4 gibi…). Parçaların onaylanıp tekrardan değişiklik görmesiyle de revizyon bir sonraki harf olur (B.1 gibi…).

Konfigürasyon Yönetimi prensiplerine göre, tüm parçalar bir numara ile yaşar ve ölür. Parçada değişiklik olduğunda parçanın versiyonu değişir (A.4 iken B.7 olması gibi…). Bunun yanında parçaların durumları(state) ile de parçanın durumu izlenebilir. Parçaya durum bilgisini işlemekle numara değişme ihtiyacı da ortadan kalkacaktır. Örneğin, parça tasarım aşamasındayken durumu “TASARIM”, onaylanıp yayınlandıktan sonra durumu “SERİ” olabilir. Böylece parçanın yaşam döngüsü takip edilebilir.

Sürekli parçaların numarasının değiştirildiği bir sistemin zorluklarını tahmin edebilmek zor değildir.

PLM ve PDM 

PDM, Product Data Management yani Ürün Veri Yönetimi anlamına gelmektedir. PDM bir mühendislik ürününün ve bu ürüne bağlı olan verilerinin revizyonlarının yönetilmesidir. Doğru ve güncel veriye en kısa sürede ulaşmak günümüz tasarım ve ürün geliştirme yapan firmalar için zorunluluk haline gelmiştir. PDM ile bu tarz sorunların önüne geçilir. Ayrıca verilerin güvenliği de uygulanan yetkilendirmeler ile sağlanmış olur.

PDM, PLM’in bir alt dalı olarak düşünülebilir. Dataların versiyon yönetiminin yanında, süreç yönetimi(değişiklik yönetimi, onay/yayınlama süreçleri gibi…) ve ERP entegrasyonu bir firma için gereklilik ise PDM yerine PLM kullanılmalıdır.

Bir firmada PLM kullanılmaya yeni başlanıyor ise ilk olarak PDM aktif olmalıdır. Çünkü her şey verilerin versiyon yönetimi ile başlar. Ardından süreç yönetimi dahil edilerek PLM e geçiş sağlanmalıdır.

LİDER YÖNETİCİ

Liderlik ;büyük bir değerdir.Bu değer her bireyde bulunmamaktadır.Liderlik vasfına sahip olan insanlar bireysel ve toplumsal  olarak söz sahibi olabilir.Bu sayede kendisiyle aynı fikirleri paylaşan bireylere bir yol gösterici konumuna taşınabilmektedir.

     Yönetim; bir bireyi veya topluluğa hitap ederek onlara  yol gösterme biçimidir. Yönetimler;kurumsal,bireysel ve siyasal yönetimler olarak ayrılabilmektedir.Bireysel yönetim tek bir kişiye hitap ederken ,kurumsal ve siyasal yönetim ise birden fazla kişiye,topluluğa hitap edebilmektedir.

   Yönetici;yönetimde söz sahibi olan ve yönetim gereklerinin uygulanmasında yol  gösteren kişiye denir.İyi bir yönetici de olması gereken  niteliklerden bazıları ;

-Liderlik

-Hitap Yeteneği

-Duruş

-Disiplin

      LİDER YÖNETİCİ

         Liderlik ; yönetici de olması gereken en önemli unsurdur. Bu unsur  yönetimi  kontrol altına alabilmeyi  kolaylaştırdığı gibi , söylenenin dikkate alınmasını da arttırmaktadır. Liderlik vasfı olan kişiler toplumlarda iyi bir yönetim yürütebilmiştir. Saygı duyulan ,yaptırım gücü yüksek  yöneticiler olmuşlardır.Liderlik ruhu her bireyde bulunmamaktadır.Bu ruh sosyal ortamda ya da iş ortamında takip edilen ,yönetilen değil de yöneten   konumuna taşınmayı sağlamaktadır.

• 
  

NEDEN İŞ AHLAKI?

     İş ahlakı; iş dünyasında yol gösteren ahlakı ilke ve standartları kapsayan bir değerdir.
    İlke edinildiğinde başarıya katkı sağlamaktadır.İş dünyasında saygınlığı arttırmaya yardımcı olmakta ve hedefe daha kolay ilerletebilmektedir.

    İş ahlakının temelinde yatan unsurlar,

• İşe saygı
• Sahiplenme
• Değer Verme
• İleriye taşıma

     Temel unsuruları ilke edinmiş bireyler iş ahlakına sahip olan ,başkaları tarafından övülen ve işinde saygın bir yere gelebilmiş ya da gelecek olanlardır.

       Bu ilkeler iş dünyasında saygınlığınızı arttırmaktadır.Aynı zamanda farkındalık yaratmanıza ve bir adım öne çıkmanıza zemin hazırlamaktadır.

      İşinize göstermiş olduğunuz saygı o eylemi her zaman ileri taşıma,değer katma ve sonucunda kaçınılmaz başarıyı  yakalama şansı doğurmaktadır.



  İşveren olmadan ,işveren olabilmek aslında!Bu tabir işinizi sahiplenmekten geçmektedir.Sahip olmak aslında her zaman ele almak anlamı taşımamaktadır.Bazen sahibi olmadığınız değerlerinde de sahibi olabilirsiniz .
                                                     İŞİNİZ GİBİ!
 

Öyle Bir Staj Yapın Ki!!

      Artık stajları görmezden gelerek kendinize kötülük etmeyin!Çünkü onlar sektör seçiminde sizi yönlendiren,iş hayatına birinci dereceden açılan ,samimiyetten resmiyete,öğrenci kimliğinden çalışan kimliğine,sınıf arkadaşlığından iş arkadaşlığına gidilen bir yoldur.

    Bu yoldaki engelleri bir fırsat görün ki başarıyı ensesinden yakalayın ve sonunda çokça istediğiniz iş teklifinizi alın.

     Her stajın size yeni meslek arkadaşları,taze ve yerinde bilgiler kazandıracağının bilincinde olun.

• Farkındalık yaratın
• Sorumluluk alın
• Merak edin
• Sorun ,sorgulayın
• Fikirlerinizi dile getirin
• Kendinize güvenin

   

   


Başaranların vazgeçmeyenler olduğunu unutmayın.Size stajlar sadece bir zorunluluk gibi gelebilir.Onları fırsata dönüştürmesini bilin.ÖYLE BİR STAJ YAPIN Kİ isminizi unutmasınlar!